Yezidin Kızı
Kitap Hakında
“Dünyamı artık ilaçlı olarak seyrediyorum, kanıma zehrini katan bir iğne veya bir tutam toz beni bir masal âlemine sürükleyip götürmüştü. Tamamen yaşadığıma kani değildim, hayatla ölüm arasında, sanki, bir araf geçidindeydim, alnıma yazılmış olan devrimi iradesizce ikmale
çalışıyordum. Bundan ötesi ya sonsuz bir aydınlık, ya tükenmez bir karanlık olacaktı. Hangisine düşeceğimi bilmediğimden halin devamını istiyor,
karar almaktan korkuyordum. Kendiliğimden yapacağım en küçük bir hareket ve göstereceğim bir ufacık irade Zeliha’yı benden kaçırabilecekti…”
Türk edebiyatının usta kalemi Refik Halid Karay, bir gemi seyahati sırasında başlayıp uçsuz bucaksız Suriye çölerinde devam eden gizemli bir
aşkı anlatıyor. Yezidilik hakında detaylı bilgileri de konu alan Yezidin Kızı, pek aşina olunmayan gerçeklerin üzerine örülmüş sürükleyici ve
egzotik bir hikâye. Yazar Hakında
18 yılında Beylerbeyi’nde Serveznedar Mehmed Halid’in oğlu olarak doğan Refik Halid’in ane tarafı Kırım Giraylarına dayanmaktadır, baba
tarafı ise 18. yüzyıl sonlarında bir kolu Mudurnu’dan İstanbul’a göçen Karakayış ailesindendir. “Galatasaray Sultanisi” ve “Mekteb-i Hukuk”ta
okuyan yazar, Meşrutiyet sıralarında gazeteciliğe başlamıştır. Kısa sürede hiciv yazılarıyla üne kavuşmuş, “Fecri Âti” edebiyat topluluğunun
kurucularından olmuştur. “Kirpi” adıyla yazdığı taşlamaları ve siyasal yazıları sonucu İtihat Teraki hükümetince Anadolu’nun çeşitli ilerinde beş
yıl sürgüne gönderilmiş, ancak I. Dünya Savaşı’nın child yılı İstanbul’a dönebilmiştir. Dönüşünde Robert Kolej’de öğretmenlik, Sabah gazetesi
başyazarlığı, iki kez Posta-Telgraf Genel Müdürlüğü yapan Refik Halid, bu süreçte “Aydede” mizah dergisini çıkarmıştır. Siyasal yazıları ve görüşleri nedeniyle memleketen ayrılmak zorunda kalan yazar, Halep’e yerleşerek yayımladığı “Vahdet” gazetesindeki
yazıları ve çalışmalarıyla Hatay’ın Türkiye’ye bağlanmasına katkıda bulunmuştur. 1938’de yurda dönen Refik Halid, dergi ve gazetelerde günlük
yazılar yazmış ve 20 kadar roman kaleme almıştır. Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e uzanan zaman dilimini, güçlü gözlem yeteneği ve dilinin zenginliğiyle farklı türlerdeki eserlerine taşıyan Refik Halid,
Memleket Hikâyeleri’nde Anadolu gerçeğini, Gurbet Hikâyeleri ve Sürgün gibi eserlerinde, derin memleket hasretini edebiyatla buluşturmuştur. Yazarın, Ago Paşa’nın Hatıratı, Kirpinin Dedikleri gibi mizah eserlerinde, Bir Avuç Saçma, Makyajlı Kadın gibi kroniklerinde, Minelbab İlelmihrab
ve Bir Ömür Boyunca adlı hatıratlarında, çok yönlü ve renkli anlatımı, sosyal-siyasal ortamın resimlendirilmesini sağlar. Anahtar, Nilgün, İki
Cisimli Kadın, 20 Yılın Sevgilisi, Bugünün Saraylısı gibi romanlarında ise sürükleyici kurgular içinde tasvir yeteneğiyle yaratıcılığını
birleştirerek, genel olarak bireysel ilişkileri ve özel olarak da kadın-erkek ilişkilerini mekân-zaman boyutlarında derinlemesine ele alır, romanların
geçtiği dönem ve mekânlara ait ince detaylara yer vererek anlatımını zenginleştirir. 18. 7. 1965 tarihinde İstanbul’da ölen yazar Refik Halid, muhalif kaleminin keskinliği, temiz İstanbul Türkçesi, renkli anlatımı, tasvir gücü ve
yaratıcılığıyla, Türk edebiyatının en güçlü isimlerinden biridir.