"Han kelimesi, Farsça “hane(ev) kelimesinden gelmektedir. Arapça literatürde ise “han” kelimesi, 1213 yilinda “Han al-Akaba”nin yapilmasiyla görülmüstür.Hanlar yapisal olarak birbirinden farkli iki tür için kullanilmistir. Bunlar menzil hanlari (kervansaraylar) ve sehir hanlaridir. Kervansaraylar uzun yolculuklarda birer konaklama istasyonu durumundayken sehir hanlari, mallarin depolandigi, satildigi takas edildigi, tacirlerin konakladigi ve düzenli olarak ticaret ile imalatin yapildigi yerlerdi.Dünyanin en önemli liman kentlerinden biri olan Istanbul’da ise ticaret hanlari, hiç süphesiz, kent hayatinin en önemli enstrümanlari arasinda yer almaktaydi.Bu hanlar, dünyanin dört bir yanindan gelen mallarin depolandigi ve satildigi ticaret merkezleriydi. Ticaret özelliginin yani sira ikamet amaciyla kullanilan hanlar, bu yönüyle de günümüz otellerine benzer bir isleve sahipti. Birçok handa çesitli mallarin ana dagitiminin da yapildigi düsünüldügünde, Istanbul hanlarinin ithalat-ihracat merkezi, ambar, alisveris merkezi ve otel islevini gören ticari kompleksler oldugunu söylemek yanlis olmaz.“Istanbul’un 100 Hani” isimli bu kitapta, “Istanbul hanlari” olarak nitelendirilen hanlarin özgün örnekleriyle, 19.yüzyildan itibaren yapisal ve mekansal degisim gösteren örneklerini görebilecek ve bu hanlarin kent hayatina ne kadar önemli birer enstrüman olduguna tanik olacaksiniz."Sinan Ceco Daha az göster