Papağanlar konuşur, bunu biliyoruz. Ama “haber” verirler mi? Yahut geçmişten konuşma yetenekleri var mıdır?
Kars’a yolculuk, Bünyamin, Besti Nine, Eylül, günümüzün yozlaşmış ilişkileri, psikolojik arka planlar,
Gülbadem, Zencefil, Hindistan, Osmanlı İstanbul’u, ezanlar, silahlar, Sunulah Efendi, Mevleviler, Galata,
kırathaneler, Fülfül, şirler, hüzün ve tebesüm. Genç bir yazarın kaleminden, epey olgun bir roman
Uzakların Şarkısı.“Tûtî-i mu’cize-gûyem ne desem lâf değil/ Çerh ile söyleşemem âyinesi sâf değil” diyen
şairin kadim izi ile,Kars’ta kendini bulmaya çalışan Bünyamin’in gündelik yolu kesişirse ortaya ne çıkar?
Uzakların Şarkısı bu sorunun yanıtı olmaya talip. Roman biterken, turuncu bir yağmur yağacak. Sakın şaşırma!
“Haklısın. Ruhumun içinde usulca büyüyen başka bir ruh var; ben ona mukavemet gösterdikçe etrafında dönmeye
başlıyorum, tıpkı senin gibi. Bir olmalıyız. Belki birbirimize çarparak durabiliriz.”