Emily Bronte, romantizmin en zirve eseri kabul edilen ve yazarın hayatı boyunca yazdığı tek eser olan 'Uğultulu Tepeler' kitabında 'Aşk nefrete nasıl dönüşür?' sorusunu cevaplıyor. Yazar İngiltere'de yaşayan zengin Earnshaw ailesinin kızı Catherine ile ailenin evlatlığı Heathclif arasındaki sancılı aşkı, coşkun ve şirsel bir dile anlatıyor. Roman yoğun bir lirizmle örülü olmanın yanı sıra, biçimsel açıdan da titiz çalışmanın, olayları sağlam temelere dayandırmanın az bulunur örneklerinden biri olduğu için dünya klasikleri arasında önemli bir yere sahip olmuştur. Aşkın hiç bitmeyecek bir nefrete dönüşmesine şahit olduğumuz bu roman, okurun ilgisini sürekli canlı tutacak ustalıkta, şaşırtıcı olaylar, canlı ruh çözümlemeleriyle, intikam duygusunun insanı kör ederek ne denli yıkıcı olabileceğini büyüleyici bir kurguyla gözler önüne sermektedir. Bu eşsiz yapıtında Emily Bronte edebiyatın tüm imkânlarını kulanarak, nefretle beslenen ölümcül ve ölümsüz bir aşk hikâyesini anlatıyor.