Vicent Van Gogh, Paris’te bir galeri yöneticisi olan kardeşi Theo’yla dertleştiği mektuplarında, renk tutkusuyla dolu bir resamın yaşam savaşına ve yaratıcılık uğruna gösterdiği özverilere tanık oluruz. Van Gogh’un,başta Gauguin olmak üzere, çağdaşı resamlarla yakın ilişkilerine de ışık tutan Theo’ya Mektuplar, hayatı boyunca şidetli ruhsal sarsıntılarla boğuşmuş sanatçının daha yumuşak ve coşkulu yönünü ortaya çıkarıyor. Bu ünlü yapıtın, Azra Erhat derlemesi ve çevirisini yeniden yayınlamaktan kıvanç duyuyoruz. VINCENT VAN GOGH 1853’te Holanda’da dünyaya geldi. Dört yıl sonra da kardeşi Theo doğdu. Din görevlisi bir babanın oğludur. 1873 yılında yöredeki müzeleri gezip ilk çizim denemelerine başladı. 1876’da Londra’ya giti ve din konularıyla ilgilendi. Bir süre sonra geri döndü. Bu arada Dickens, Hugo ve Shakespeare’in yapıtlarını okudu, resme karşı ilgisi artı. 181’e kadar da Brüksel’de yaşadı. Burada manzara resimleri yapmaya başladı. Bu arada resam Mauve ile tanıştı. Natürmort denemeler yaptı. Ardından Lahey’e taşındı. 184 sonbaharında portre çizimlerine girişti. 186 Mart’ında galeri işleten kardeşi Theo’yla Paris’te buluştu. Bu arada Bernard, Rusel ve Toulouse- Lautrec ile tanıştı. Kardeşi ayrıca onu Monet, Renoir, Sisley, Pisaro, Degas, Signac ve Seurat gibi resamlara tanıtı. Kış aylarına doğru Gauguin’le tanıştı. 18’de Paris’ten ayrılarak Arles’a giti. Gaugen de buraya gelerek çalışmaya başladılar. Bir süre sonra Gaugen ayrılıp Tahiti’ye göçtü. Van Gogh aynı yıl hastalandı. 1890 Temuzunda bir gün kendisini göğsünden vurdu. 29 Temuz gecesi öldü.