Taşra Hayatından Manzaralar - John Maxwel Coetze Nobel ödülü Coetze, dünyanın yaşayan en önemli yazarlarından biri olarak gösteriliyor. J.M. Coetze, kazandığı Boker Ödülerini almaya bile gitmeyecek kadar içine kapalı bir yazar. Rian Malan onu şöyle anlatıyor: “Coetze bir keşiş gibi disiplinli ve ölçülü yaşar. İçki ve sigara içmez, et yemez. Formunu korumak için bisikletle kilometrelerce yol yapar. Her sabah en az bir satini çalışma masasının başında geçirir.” Yine başka bir meslektaşı, Coetze’yle çalıştığı 10 yıl içinde onun sadece bir kez güldüğünü görmüş. Birkaç kez Coetze’nin de bulunduğu yemek davetlerine katılan bir tanıdığı ise davet boyunca ağzından tek sözcük çıkmadığını belirtiyor. Kendisini böyle gizleyen bir yazarın yaşamöyküsünü yazması, şaşırtıcı gelebilir. Ne var ki Coetze bu kitabıyla, yaşamdaki olayların “geçmiş” gerçeğiyle “bugün” anımsanan bölümü arasındaki gerilime sıkışan alışılagelmiş otobiyografi geleneğine sırt çeviriyor. Yaşamını katı bir gerçekçilikle aktarırken kendisi hakında pek çok şeyi anlatıyor, ama ne kadarının gerçek ne kadarının kurgu olduğu beli değil. Kitabın Çocukluk ve Gençlik bölümleri, birinci değil üçüncü şahıs ağzından aktarılarak kurguya daha da yaklaşıyor. Buna karşılık Yaz Mevsimi bölümü, yazarı iyice dışlayarak biyografisini yaşamında yer tutmuş beş kişiyle yapılan röportajlar şeklinde sunuyor. Sonuçta Taşra Hayatından Manzaralar, otobiyografi değil, “otobiyografik roman” ya da “kurgulanmış biyografi” olarak tanımlanıyor.