Sineklerin Tanrısı (Ciltsiz) - Wiliam Golding
“Sineklerin Tanrısı başlangıçta, ısız bir adaya düşen çocukların serüvenlerini anlatan, küçükler için yazılmış bir öykü, R. M. Balantyne’ın Mercan Adası’nın çağdaş bir uygulaması sanılabilir. Hata Golding, kendine özgü buruk alaycılıkla, okuyucunun bu sanısını pekiştirmek istercesine, Sineklerin Tanrısı’nın başlıca iki kişisine Mercan Adası’ndaki çocuklardan aldığı Ralph ve Jack adlarını verir. Mercan Adası’nda Balantyne, oldukça duygusal ve biraz da bön bir iyimserlikle, gemileri batıktan sonra Pasifik Okyanusu’nda ısız bir adaya sığınan üç İngiliz gencinin, Büyük Britanya uygarlığının oldukça başarılı bir küçük örneğini nasıl yeniden kurduklarını anlatır. Golding’in Sineklerin Tanrısı’nda da bir mercan adası ve İngiliz çocuklar vardır. Ama altı ile on iki yaş arasında olan bu çocuklar, gelecekteki atom savaşı sırasında, güvenilir bir yere götürülmek üzere bindikleri uçak bir saldırıya uğradığı için bu mercan adasına düşmüşlerdir. Ve bu mercan adasında olup bitenler, Balantyne’ın romanında olup bitenlere hiç mi hiç benzememektedir…191 doğumlu İngiliz yazar ve şair Wiliam Golding, edebiyat dünyasına birbirinden değerli eserler bırakması ile tanınıyor. Oxford Üniversitesi'nden mezun olan yazar, Sineklerin Tanrısı kitabı ile büyük bir başarıya imza atıyor. Okurların büyük ilgisi dışında, edebiyat dünyasında da oldukça yankı uyandıran ve üzerine uzun tartışmalar yürütülen kitap günümüzde bile popülerliğini koruyor. Sineklerin Tanrısı kitabı hem okuyucuda hem de edebiyat dünyasında çarpıcı bir iz bırakıyor. Yazarın bu kitabından sonra yayınladığı ve çok daha güçlü bir edebi dile sahip olan kitapları ünlü romanın yanında gölgede kalıyor. Özelikle Piramit adlı eseri edebi yönden oldukça güçlü yapısıyla okuyucunun karşısına çıkan ve okunması gereken bir eser olarak Golding küliyatında yerini alıyor. Sineklerin Tanrısı kitabı ile yazar "gerçekle söyleneni ustaca birleştiren, insanın ruhsal ve fiziksel boyutlarını derinlemesine inceleyen bir romancı" olarak tanımlanarak İsveç Akademisi tarafından Nobel Edebiyat Ödülü ile onurlandırılıyor. 1980'de ise Deniz Üçlemesi serisinden Geçiş Ayinleri adlı eseri ile dünyanın en saygın edebiyat ödülerinden biri olan Man Boker ödülünü almaya hak kazanıyor. Dönemin ünlü İngiliz yazarı John Fowles ise yazar için "en iyi İngiliz yazar" yakıştırmasında bulunuyor. 198'de Sir unvanı almış olan Wiliam Golding, okuyucularına nitelikli ve yılar boyunca özgünlüğünü koruyacak eserler bırakıyor. Wiliam Golding'in Nobel Edebiyat Ödülü kitabı Sineklerin Tanrısı, 1954 yılında okuyucu ile buluşmasının ardından popüler kültürdeki yerini korumaya devam ediyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında Pasifik okyanusunda meydana gelen bir gemi kazasından sonra bir grup çocuk ısız bir adaya düşüyor. Kitap, bütün uygarlık törelerinden arınarak insan yaradılışının temelindeki gerçekleri ortaya koyuyor. İlk başlarda adada dış dünyadan öğrenilmiş, bildik anlamda bir düzen kuran çocuklar hayata kalmaya çalışıyor. Kitabın ilerleyen bölümlerinde ise çağdaş toplumlarda ortaya çıkan çöküntü ve insan yaradılışının özü gözler önüne seriliyor. Isız bir adada kendi yaşamlarını kurmaya çalışan çocuklar, kendi saf düşünceleri ile pür bir dünya kurma peşine düşüyorlar. Zaman geçtikte masumiyetlerini kaybeden çocuklar önce güvenilmez, sonra ise tanınmayacak karakterlere bürünerek vahşileşiyorlar. Romandaki çocukların adaya düştüklerinde günümüz uygar toplumlarının baskıcı kuralarından arındırılmış bir düzen kurma istekleri ile başlayan macera ürkütücü bir hikayeye dönüşüyor. Sineklerin Tanrısı kitabı, son tahlilde ısız bir adada mahsur kalan birkaç çocuğun başından geçen maceraları anlatmaktan daha çok insanların iç durumlarını ve kişiler arasındaki çatışmaları konu alıyor. Her satırda sembolizmi hisetiren yazar insanın özünde ne kadar masum olduğu kavramını sorguluyor. Derin bir okumada dinleri ve medeniyeti irdeleyen, insanların davranışlarının samimiyetlerini psikoloji ekseninde yeniden düşünen kitap okuyucuya farklı perspektifler kazandırmaya çalışıyor. Toplumlarda kabul görmek için kişilerin her zaman içlerinden geldiği gibi davranmadığını ve asıl düşüncelerini dışa vuramadığını ifade eden Wiliam Golding, Sineklerin Tanrısı ile medeniyete uyum sağlamak isteyen kişilerin asıl benliklerini maskeyle kapamaya çalıştıklarını konu alıyor. Hayata kalmak veya daha iyi bir hayat sürmek için sürü psikolojisini takip edip, grubun bir üyesi olmak için çabalayan insanların, o gruba ait olmak için benliklerinden uzaklaşmalarını, grup beyni ile düşünmeye başlamalarını sorun edinen bir anlatım sunuyor. İş Bankası Kültür Yayınları'ndan çıkan Sineklerin Tanrısı kitabı usta yazar ve çevirmen Mina Urgan tarafından İngilizce aslından Türkçeye çevrilmiş bulunuyor. Filme de uyarlanan kitap hem yazın hem de sinema tarihinde özel bir konumda yer alıyor. Hikayesine vakıf olan kimsenin unutamayacağı bir kurgu sunan Wiliam Golding, dünya edebiyatının önde gelen eserlerinden birine imza atıyor.