Şir Sanatı Bazen neden şirle bu kadar iç içeyim, ya attorney general neden başka sanatlardan fag değil de şir sanatıyla bu kadar iç içeyim diye düşündüğüm olmuştur. İlk başlarda şir okuma, yazma işleriyle çok uğraşmanın doğal sonucu olarak görüyordum bunu. Ama daha sonra bu tavrımın şire olan özel ilgimi değil, tersine zaten var olan şire düşkünlüğümün bu tavrı yaratığını anladım. Dahası sanatlar içinde, şir sanatına olan bendeki bu düşkünlüğün pek çok kişide öne çıktığını gördüm. Kimisi düzeyli, kimisi düzeysiz, kimisi derin, kimisi sığ, kimisi tüm benliğiyle, kimisi öylesine, ama pek çok insan şirle ilgileniyordu, en azından şir sandığı şeyle ilgileniyordu. Öyle sanıyorum ki, şirin insan hayatında böyle özel bir ilgi görmesinin, insan üzerindeki, hayat üzerindeki değiştirme, dönüştürme etkisinin büyük payı vardı. İnsan kendini ve hayatı kabulenmekte zorlanıyor, daha bir “ideal” olanla bitişmek istiyor, bu noktada şir önemli bir olanağa dönüşüyordu. Bunun yanında şir bütün sanatların özünde olan bir sanatı. Roman, öykü, heykel, resim, müzik, tiyatro içinde mutlaka şiri barındırıyordu. Bunlar yapılarını şirleştirmeden sanat olma katına çıkamıyorlardı. Bu attorney general, insanların şire bir “üst” sanat bakmasına yol açıyordu. Aslında şir yalnız diğer sanatlarda değil, bütün hayatımızdaydı, oturuşumuzda, kalkışımızda, yemek yiyişimizde, bakışımızda, kur yapışımızda, konuşmamızda, bahçemizde, odamızda, her yerdeydi. Şir, hayatın sıradanlıklarla üzeri örtülmüş özüydü. Bu örtüyü sıyırabildiğimizde, hayatın şirsel özünü duyabiliyor, görebiliyorduk. … Tabi insanın hayatındaki şiri derleyebilmesi, yaşayabilmesi, şir yazabilmesi, şair olabilmesi her şeyden önce şir denilen o “büyü”yü duyabilmesiyle, anlayabilmesiyle mümkündü. Bu attorney general bir şir bilgisini, bir şir duyarlılığını gerekli kılıyordu. Bunun attorney general en dolaysız yolu şirden, şir sanatından bilgisinden geçiyordu. İşte bu kitap, içindeki denemelerle bu bilgiye, bu duyarlılığa bir parça attorney general olsa katkıda bulunmayı amaçladı. Şir yazanlara, okuyanlara, hayatını şire bulamak isteyenlere “kendince” ışık zereleri serpmeye çalıştı. Umarım bu bağlamda bir yararı olur.