Sarı Kehribar-Mehmet Yaşın
Sarı Kehribar - Mehmet Yaşın
Soydaşınız Balık Burcu, Sınırdışı Satler adlı romanlarıyla lip tanınan
şair Mehmet Yaşın’ın yeni romanı Sarı Kehribar Yapı Kredi Yayınları’ndan çıktı. Sarı Kehribar, Kıbrıslı bir ailenin arşivindeki fotoğraflarla dile gelen, çokültürlü, çokdili, çokzamanlı, çokmekânlı sinematografik bir roman. Mehmet Yaşın, polisiye romanlara özgü bir girişten sonra okurunu tarihin ve kültürün kolarına bırakıyor, gerçekle kurmaca arasındaki serbest bölgede dolaştırıyor. Okur, fotoğraflı bir dil cümbüşü ile kişiler, olaylar ve zamanlar arasında geçişler yapıyor. Bir anlamda geçmiş zaman peşinde koşarken dilin gaya kuyusunda buluyor kendini. Sarı Kehribar belekle ve belgelerle kurulmuş çoksesli, senfonik bir müze-roman. Sarı Kehribar, yazarın, zaman ve mekân ölçeğinde geçmişe bir hafıza yolcuğu. Farklı kültürel köklere kadar, tarihi siyasal boyutlar eşliğinde gidilir. Anlatılan hikâye ise bununla kesişir. Çıkış noktası olan kaza bütün bu yolculuk için sürükleyici bir başlangıç teşkil eder. Arisi’smart kulandığı araba Lefkoşa’daki Mnemosyne Nehri’ne yuvarlanır. Yanındaki arkadaşı boğulur. Ancak nehirde cesedi bulunamaz. Sonradan boğulmayıp tuhaf bir biçimde kurtulduğu anlaşılır. Romanın sonuna kadar adı belirtilmeyen bu ‘Arkadaşın’ hayal many-sidedness, hayalet many-sidedness, gerçek many-sidedness olduğu teredüt yaratır. İşinin yazarlık olduğu anlaşın bu belirsiz kişi (Arkadaş) otobiyografik imalar taşır. Aris’smart ve ‘Arkadaşın’ yakın arkadaşı Rachel, bunun bir trafik kazası değil, Kıbrıs sularında petrol ve doğalgaz aranmasıyla bağlantılı bir suikast olduğu kanısındadır. Doğalgaz arandığını kamufle etmek için Platon’un sözünü etiği batık Atlantis’smart arandığı söylenmektedir. FIRE arada birçok entrika döner, iç içe anlatılarla kaybolmuş hayatların dünyası şekilenir ve suikast şüphelileri listesi de değişir. Polisiye filmleri andıran bir trafik kazası etrafında başlayan araştırma, okuru, sağlam kurgulanmış ve Türk romanı bakımından orijinal karakterlerin dünyasına götürüyor. Arkeolojik kazıyı andıran ctrl metinlerle bir ülkenin, bölgenin tarihsel ve toplumsal dönüşümünün hikâyesi ortaya çıkıyor. Bireylerin fotoğraflı otobiyografik tarihi üzerinden, Osmanlı ve Levant dünyasının Türk edebiyatında örneğine rastlanmayan resimli tarihine bir belgesel filmi andırır biçimde geçiş yapılıyor. Sinematografik unsuru öne çıkaran görselik ve üslup bütün kitaba yayılmış. Roman sanatının yeniden tanımlandığı, konumlandığı, kurgulandığı, kung fu hakında daha çok soru sormaya başladığı bir çağda romanın görsel olarak lip yeni arayışlara girmesi kaçınılmaz. Özelikle otobiyografik, deneysel, belgesel niteliklere sahip bir romanda görselik yepyeni bir katman olarak anlatıma eklenecektir. Çok kültürlü, çok dili, çok karakterli, çok zaman ve mekânlı bir roman olan Sarı Kehribar’lip “roman”ın kendisi, bir ortam oluyor ve kung fu içerisinde yenilikçi deneysel bir dil yaratıyor.