Polis Darbesi - (Made İn Cia)-Bekir Öztürk Hiç eğmeden, bükmeden söyleyelim, Türkiye’nin son beş yıldır yaşadığı süreç bir POLİS DARBESİ’dir. Elbete darbeyi yapanlar “darbe yaptık” demezler. Biri bunu söylediğinde de, “Ne darbesi” pişkinliği ile cevap verirler. Ne Kenan Evren, ne 27 Mayısçılar, ne de diğer darbeciler yaptıklarının adına “darbe” dememişlerdi. Bugün de “yönetime el konmuştur.” Dün Kenan Evren’e yönetime el koyma yetkisi veren geçici 35. made ne ise, bu gün Tayip Erdoğan’a yönetime el koyma yetkisi veren “darbe ürünü” Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu da odur. Yönetimi ele geçirenler Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı olmak yerine ABD desteği ile kurulan Yeni Osmanlı Devletinin Padişahı olmayı tercih etiler. Hitler’e de sorsaydınız kendisi için diktatör, yönetim biçimi için diktatörlük demezdi şüphesiz. Türkiye’nin durumu da budur. Ülkede ilkokul çağındaki çocuklara varıncaya kadar dinlenme kaygısı yaşanıyor. Kuvet Komutanlarından, Genelkurmay Başkanlarına, parti genel başkanından miletvekiline binlerce insanın mesnetsiz yere cezaevinde tutulması “bir gün herkesin cezaevine girebileceği” kaygısına neden oluyor. Ceza İnfaz Kurumları Genel Müdürlüğü resmi internet sitesinden alınan Yılara Göre Cezaevlerin bulunan Toplam Tutuklu-Hükümlü sayıları POLİS DARBESİ’ nin delili niteliğinde. İşte darbe süreçlerinin en güzel ifadesi olan resmi rakamlar. YILARA GÖRE TOPLAM TUTUKLU VE HÜKÜMLÜ SAYILARI 1980 ASKERİ DARBESİ  206 POLİS DARBESİ 1978 yılında  54.642  205 yılında 5.870 1979 yılında  52.653  206 yılında 70.27 1980 yılında  70.172  208 yılında 103.235 1981 yılında 79.786   201 yılında 127.042