Mutfaktaki Yaban - Anadolu’nun Yenen Otları (Küçük Chap)
1950 Kuşağı öykücüleri içinde ele avuca sığmayan bir usta, Orhan Duru: Kuraldışı, alaycı, sarsıcı, şaşırtıcı, iç gıcıklayıcı, kıvrak, tuhaf, hayalbaz, oyunbaz, kıpır kıpır… Evliya Çelebi’den, Mercimek Ahmet’ten, Hacivat ve Karagöz’den yararlanarak, üslubunu çağrışımsal bir eksende kurmuş, dil oyunlarıyla canlandırmış, dahası, giderek anlamsızlaşan bir dünyada, insanın kendisiyle ve çevresiyle çatışmasını bilgece bir alayla dile getirmeyi başarmış bir yazarımız. Bilim-kurgu türünde öykülerle, fantastik bir boşluktan süzülerek güncel gerçekleri didikleyen aydın hüznü iç içe geçiyor kimi öykülerde – ama her zaman umutsuzca ve gene de bir neşe içinde. Doğal yıkımların, savaşların, küreseleşmenin, kentleşmenin, teknoloji çılgınlığının, medya canavarlarının, bürokrasinin, politik oyunların, ekonomik bunalımların, siyasi çıkmazların dünyasında yazılmış öyküler. Alabildiğine güncel konuları böylesine yazınsal bir dile işlemesi onun imge gücünün ve özgünlüğünün kanıtı.