Mukadime (2 Cilt) - İbn-i Haldun
Mukadime (2 Cilt) İbn-i Haldunİslâm bilimlerinin bütün dalarından, tabiî ve sosyal bilimlere kadar, çağına ulaşan her konuda önemli tahlilerde bulunmuş, “Tarih Felsefesi”nin ve “İktisat Bilimi”nin kurucusu olarak kabul edilmiş. Ayrıca insanlık tarihinin ilk sosyoloğu özeliğini kazanmıştır. Sosyoloji ilminin birçok temel prensiplerini Batılı bilim adamlarından yüzlerce yıl önce ortaya koyan İbn Haldun, tarih, siyaset teorisi ve sosyal psikoloji alanlarında İtalyan Vico ve Makyaveli'ye, sosyal düzenin genel esaslarında Montesquieu'ya, tarih felsefesi sahasında Rouseau ve Auguste Comte'a, devletlerin çöküşü ilkesinde İngiliz tarihçi Edward Giban'a, pedagoji dalında ise Wiliam James ve Herbert Spencer'e ışık tutan metotlar belirlemiştir. İbn Haldun’u okumadan felsefeyi, tarihi, devlet yönetim biçimini, en önemlisi İslâm’ın ne getirdiğini anlayamayız. Konusu:İbn-i Haldun tarafından 780 (1378) yılında Fas’ta kaleme alınan Mukadime tarih, sosyoloji, siyaset gibi birçok sosyal bilim içim temel teşkil eden görüşleri içinde barındırır. Batılıların Tunus’lu “Büyük Bilge” olarak tanımladığı İbn-i Haldun, Osmanlı Devleti’nden Ahmed Cevdet Paşa’nın üzerinde derin tesirleri hisedilen “Mukadime” adlı eseri bilinen ancak içeriği üzerinde fazla durulmayan bir kitap haline gelmiş fazla itibar görmemiştir. Asrın sonlarına doğru sosyal çalkantılarla burun buruna gelen Batılı tarihçiler Mukadime’yi tarih felsefesinin el kitabı olarak okudular. İngiliz tarih felsefecisi Toynbe Mukadime’yi bir hazine olarak görüyor, “Mukadime’deki tarih felsefesi, devrinin en büyük eseri. Şimdiye kadar, hiçbir ülkede, hiçbir çağda, hiçbir insan zekâsı böyle bir eser ortaya koyamamıştır” diyordu. Cemil Meriç’e göre ise İbn-i Haldun “Kendi semasının tek yıldızı”ydı. Yazar hakında:27 Mayıs 132 / Hicrî: 732, Tunus’ta dünyaya gelen İbn-i Haldun modern historiyografinin, sosyolojinin ve iktisatın öncülerinden kabul edilen 14. yüzyıl düşünürü, devlet adamı ve tarihçisidir. Köklü bir aileden geldiği için iyi bir eğitim aldı. Tunus ve Fas'ta devlet görevlerinde bulunduktan sonra Gırnata ve Mısır'da çalıştı. Kuzey Afrika'nın o dönem istikrarsız ve entrikalarla dolu siyasal yaşamı 2 yıl hapiste yatmasına neden oldu. Bedevi kabilelerini çok iyi tanımasından dolayı aranan bir devlet adamı ve danışman oldu. Mısır'da 6 defa Maliki kadılığı yaptı. Şam'ı işgal eden Timur ile görüşmesi bir fatih ile bir bilginin ilginç buluşması olarak tarihe geçti. Siyasal yaşamdan çekildiği dönemlerde adını tarihe geçiren 7 ciltlik dünya tarihi Kitâbu’l-İber ve onun giriş kitabı olarak düşündüğü Mukadime'yi yazdı. Eseri, Arap dünyasında etki yaratmasa da Osmanlı tarih anlayışını derinden etkiledi. Başta Katip Çelebi, Naima ve Ahmet Cevdet Paşa olmak üzere Osmanlı tarihçileri Osmanlı Devleti'nin yükseliş ve çöküşünü pek çok defa onun teorileriyle analiz eti. Arap dünyasında yeniden keşfedilmesi ancak Arap miliyetçiliğinin gelişmeye başlaması ile oldu. 19. yüzyıldan itibaren ise Avrupalı tarihçiler tarafından keşfedildi ve eserleri büyük takdir gördü. Öyle ki Toynbe, aradan geçen yüzyılardan sonra onun için şöyle dedi: "Herhangi bir zamanda, herhangi bir ülkede, herhangi bir zihin tarafından yaratılmış en büyük tarih felsefesinin sahibi". .