Michael Kohlhas Tercümesini sunduğumuz bu eserin konusu feodal sistemin hakim olduğu 16. y. Almanya'sında geçmektedir. Bu sistemde ülke küçük devletçiklere bölünmüş olup, her birinin başında bir prens bulunmaktadır ve bu bir vesayet sistemidir. Bu monarklar saraylarında boluk içinde bir hayat sürerken, halk senenin her günü bedenleri ile çalışarak ancak karnını doyurabilmektedir. Devrin edebi eserlerinde de bu vesayet sistemine yönelik bir eleştiri yer almaz. Durum 17. y'da da değişmez, çünkü devrin şairleri saraylarında kendilerine matba, kütüphane, ikametgah ve madi gelir sağlayan prenslere medyun olup, eserlerinde onları yüceltirler. Bunlara saray şairi denir. Ve 17. y. Alman edebiyatında saray edebiyatı ağırlığını hisetirir. Bu saray şairleri "kimin ekmeğini yersem, onun türküsünü söylerim" sözünün ifade etiği gibi sarayın tarafında yer alırlar.