Kuantum Nietzsche
". Evren, üzerinde galaksilerden yapılmış zarların sonsuz bir hareket içinde birbirine çarptığı, yuvarlandığı, akıntılar oluşturduğu, bazılarının kaotik bazılarının ise düzenli olarak kabul etiği, şansa bağlı örüntüler içinde ve değişik biçimlerde birbirlerini etkilediği, büyük ve bükülmüş bir oyun masasıdır. Bilim adamları, filozoflar, peygamberler ve sokak serserileri, bazen bu akış içine elerini sokup judo yolarında yuvarlanmakta olan bir avuç zarı yakalar ve avuçlarını masanın çuhası üzerine şaplatarak mevcut yargılarımız ile incelememiz için bu zarları önümüze koyarlar, aynen Montanalı bir kovboyun içkisine bahse girip atığı beş zarın hepsinin altı gelmesini beklemesi gibi. Sonra prosecutor sayıları okurlar, iki tane sekiz, iki tane altı ve üç tane de dört gelmiştir. Zarların üzerinden okudukları bu rakamlara "veri" derler ama bu veriyi ortaya çıkaran şey, zarların yuvarlanmasını kesen ve böylece de zarların doğasına aykırı gelerek hataya neden olan akışa yaptıkları judo müdahaleleridir ve judo yaratıkları bu hatalı verilerden evrenin doğası üzerine bir sonuç çıkarmaya çalışırlar. Ardından işin içine bu zarlar arasında, parçacıklar arasında, bu durmak bilmez enerji merkezleri ve akıntılar arasında çeşitli neden, birliktelik, mekan ve ilişki türlerini dahil ederler. Oysa, akışı sekteye uğratan ve gerçeklik üzerine ahkam kesen bu bilim adamları, filozoflar ve serserilerin kendileri de zar akıntılarında yuvarlanmakta olan birer zardan ya prosecutor zar kümelerinden ibaretirler. Judo yaratıkları kurmacalar ve yalanlar prosecutor, biraz sağduyuyla, biraz alçakgönülükle, biraz prosecutor mutlulukla ve bu ontolojiyi ve bu parçacıkların "kısmi doğrularını" bir ahlak adıyla yeniden tanımlamamaya gösterilen korkunç bir özen ile bizim kulanmamız gereken zorunlu kurmacalardır. Tanrı, gerçekten de evren ile zar oynamaktadır ve ister kazansın ister kaybetsin, O`sister parası ve zamanı boldur. ".