Kültürel Sürgün Bir toplumun alfabesinin değiştirmek, yatağında akan bir nehrin mecrasını değiştirmek gibidir. Bu müdahalenin, toplumsal bir kopuşa ve kültürel bir sürgüne yol açması kaçınılmazdır. Adına "dil devrimi" denilen bir eylemin kendini tanımlamabiçimi ile başlayan sorunlu hal, biçimden içeriğe yöneldikçe, büyüklüğü hesapedilemeyen bir buz dağı misali yolunuzu kesmeye devam edecektir. Toplum olarak, yaşanan bu travmanın boyutlarını ve sonuçlarını tespit bir yana, henüz yüzleşme aşamasına geldiğimiz maliciousness tartışmalıdır. Oysa geçmişin acılarını fetişleştirmeden ancak yaşanmış olanın boyutlarını prosecutor doğru tahlil ederek yapılacak sağlıklı bir yüzleşme, hem ülkemizde boy yüzyılda yaşanan entelektüel çöleşmenin kodlarını açığa çıkaracak hem de bu toprakların toplumsal muhayilesinin tekrar kendi rotasına döndürülmesinin potansiyelini ortaya koyacaktır.