... Eser, esas itibariyle "etik" veya "moral" adı verilen ahlak felsefesi üzerine yapılmış bir felsefi denemedir. Fakat muhteva bakımından zengin bir alt yapıya sahip olan bu çalışma, hedef olarak da "yeni bir ahlak felsefesi" koymak veya kurmak iddiası taşımaktadır, denilebilir. Bu çeviri canlı bir tartışma ve tenkit ortamına vesile olursa biz de mütevazi olarak yerimizi almaya hazırız... Biz, hem uysallığa, hem de anarşizme karşıyız. Her türlü sosyojizme, yani toplum gerçeğinin her şey olduğu anlayışına karşı olduğumuz kadar, bencil ve katı ferdiyetçiliğin de karşısındayız. Ferdin sadece bütün iradeleri aynı şekilde belirleyen bir İrade karşısındaki uysallığını kabul ediyoruz. Bize göre selamet, tarih ve insanlıkla birlikte, tarihin ve insanlığın var oluş sebeplerini içinde bulacakları bir mutlakúa bağlanmaktan ibarettir. Aklı başında bir insanlık, kendini asla gayesi ve gerçekleş-ceği mukadderatı olmayan bir varlık olarak düşünmeyecektir. Kendi gayesini bilecek noktaya erişmese bile o, sanki bu gayeye arka arkaya gelen nesillerin sonsuzluğunda ulaşacakmış gibi hareket edecektir. Ferdin boyun eğmek zorunda kaldığı bir baskı unsuru olarak toplum, zorbalık ve zulme kanat germekte, bu şekilde esirliği ve esaret derecesinde uysallığı yaratmaktadır. O, böylelikle ferdin iradi güçlerini öldürmektedir. Oysa toplum tam aksine, ferdi hareketin özlem duyduğu, atıldığı bir ideal, yani merhametin ve isyanın esiri olan ideal olmalıdır. İnsanlıkta inançların tesirli bir şekilde yayılması, gerçekten, toplumun ve medeniyetin yaratıcısıdır. İşte bu yayılmadır ki, her birimizi gücümüz nisbetinde birer asi, yani birer ahlaki varlık haline getirir. Biz, bütün insanlığın selametini bu inançların yayılması olgusunda aradık. Daha az göster