İstanbul’un Camileri Yazar, bu çalışmasında, içinde barındırdığı güzelikleri tuhaf bir düzensizlik ve karışıklık içinde sunan İstanbul’un camilerini incelerken, 17. Yüzyılın büyük Türk gezgini Evliya Çelebi’nin, söylemlerine de yer veriyor. Bu yola geçmişten günümüze köprü kurarken İstanbul camilerinin her birinin farklı bir hikayesinin varlığına tanık oluyorsunuz, Hidayet Cami, Bahçekapı’nın Melek Girmez sokağının günahkar denizcilerini doğru yola sokmak için varolduğunun bilincindedir. Kara Davut Paşa Cami, Genç Osman’ın katledilmesi lekesini Hain Davut Paşa’nın üzerinden silemediği gibi Zal Mahmut Paşa Cami de, Şehzade Mustafa’nın boğulmasının acısını unutmamıştır. Kılıç Ali Paşa Cami, deniz doldurularak yapılmış Kaptan Paşa’ya yakışır bir camidir. Zenginliği yedi küp dolusu altından gelen Piyale Paşa ile Sinan Paşa camileri, kaptan Paşa camileri olmakla pek övünürler. Köprülü Cami, kütüphanesindeki beş bin cilten fazla el yazması ve eski basım eserleriyle, Mahmut Paşa Cami, iki yüz altmış beş dükandan oluşan çarşısı ile anılırlar. Teşvikiye Cami, günümüzde ünlü ve zenginlerin cenazelerinin kalktığı, Şakirin Cami ise iç bezemelerine kadın elinin değdiği son modern camidir.