Gavur Yapıyor Abi. Bu kitabı okumak için harcayacağınız iki-üç satle başka ne yapabilirsiniz?
Televizyonun karşısına oturur, kanaları dolaşarak izlenebilecek ne var diye araştırma yapabilirsiniz. Bir süre agah bir diziye takılır, niye Doğu denince sizin aklınıza ihmal edilmiş, eğitimsiz, işsiz, barınaksız, okulsuz, hastanesiz, aç insanlar gelirken bu dizileri yapanların akılarına tek dertleri aşkları olan, koca konaklarda oturup, koca jeplere binen insanlar geldiğine şaşabilirsiniz. Ya da bir magazin programına takılır, orada gördüğünüz bacak, kalça ve göğüsleri güzel ama beyin düzeyi sıfır hatunların şatafatlı yaşamlarını nasıl sürdürebildiklerini, abuk programlara çıkıp orasını burasını açarak büyük paralar kazandıklarını ´aman okusun, vatana milete hayırlı bir insan olsun´ diye herşeye katlandığınız, sabahın köründe kaldırıp okula yoladığınız kızınıza nasıl açıklayacağınızı düşünürsünüz. Magazin ile aranız hoş değilse Öylesine reklamlara bakıp niye çıkan her on reklamdan dokuzunun yabancı bir ülkenin malı olduğunu, ondan alırsanız paranızın yurt dışına gideceğini ve size isizlik kalacağını, öteki bir tanenin de kendi ülkenin malı olmasına rağmen, adının yabancı olduğunu düşünebilirsiniz. Televizyon sevmiyorsanız bir gazete alıp koltuğunuza kurulur ve niye doğumundan ölümüne kadar siyaset yapan ya da bir partinin başında kalan kişilerin ancak bizim ülkemizde bulunduğunu düşünebilirsiniz. Ya da tek bir ay bile alamayacağını bildiği bâlde parti kuran insanların ne yapmak istediklerine kafa yorabilirsiniz. Yanyana iki haberin birinde tuvaleti bulunmayan bir ilkokul anlatılırken, ötekinde tuvaletleri som altından yapılmış otelde kimlerin kaldığını ve bu parayı nereden bulduklarını merak edebilirsiniz. Gazetede sizi açmadıysa sokağa çıkar ve kaç bininci kez yenilendiğini unutuğunuz kaldırımların kargaşası arasından, ber tarafa rastgele atılmış çöplere basmamaya çalışarak yürüyüp gencecik delikanlıların, ninesi yaşındaki kadınların üç-beş kuruşuna göz dikip de niye onu öldürmek pahasına kapkag yaptıklarını gözlemleyebilirsiniz. Bir banka oturup cadeden geçen her on kişiden dokuzunun niye suratının asık, kaşlarının çatık, yüzünün mutsuz olduğunu düşünebilirsiniz. Emekli kuyruğunda çile dolduran yaşlıların yanından son model spor otomobili ile çıstak müziğini sonuna kadar açmış, daha on sekizini bitirmemiş gencin geçişine bakar, adalet, hak, hukuk, yazgı gibi kavramları sorgulayabilirsiniz. Siz beni dinleyin, gelin bu kitabı okuyun ve çevrenize okutun. Bitirince başka bir kitap alın elinize. Belki okudukça tercihleriniz değişebilir.