Goethe'nin, on altinci yüzyilin ilk yarisinda yasamis George Faust isimli magusun etrafinda sekillenen fakat ayni zamanda demonlarla sözlesme akdetme, simya yoluyla unsurlari dönüstürme gibi antik motiflerle de beslenen bir Alman halk efsanesine dayali Faust tragedyasina 1773 yilindan itibaren çalismaya basladigini birtakim belgelere dayanarak söyleyebiliyoruz. Ilk fragmanlar ise 1790 ilkbaharinda nesredilmistir. Yillar boyunca sahne sahne çalisilan eserin ilk kismi, bugün de muhafaza edilen düzeniye, 1808 yilinda Goethe Külliyati'nin sekizinci cildi olarak Tiibingen'de J.G. Cotta tarafindan basilmistir. Ikinci kismin da dahil edildigi i:zm misradan olusan bu büyük edebiyat anitinin nihayete ermis yayimi ise 1832'de sairin ölümünden sonra gerçeklesebilmistir. Sairler Prensi'nin hayatinin altmis yilina yayilan Faust, dünya edebiyatinin sahikalarinda gezen, insan zihninin bir mitoloji katalogu içinde harmanlanan derinlikli hallerinin hepsine temas edilmis muhtesem bir epik tragedyadir. Eser bize, daha yüce olana ulasmak isteyen sancili insan ruhunun sihir, simya ve seytani güçlerin anaforunda kaybolusu, tasidigi ikilikten yakalanip uçuruma sürüklenisi ve nihayet Tanri'nin, bütün nakisalari içinde bu ruhu takdir edisinin kusursuz bir anlatisini ve dayandigi arkaik halk hikayesinin çok ötesine geçen mütekamil uyarlamasini sunar. Böylece, R. Shattuck'un degerlendirmesiyle, Faust'un "büyüklügü, insanin yüceliginin ayni zamanda zayifligini da kapsiyor olmasi ve göz kamastirici siir sanatinda yatar." Goethe, folklorun, tarihin ve mitlerin yeknesak ve yalin irfanindan bir edebiyat heykeli dikmistir. Sairi tarafindan nazim türlerinin hemen hepsinin denendigi Faust, büyük Rus sairi Puskin'in ifadeleriyle "esi benzeri olmayan bir eserdir. Alman edebiyatinin en yüksek ifadesidir ve tipki Dante'nin Ilahi Komedyasi gibi kendi basina bir dünyadir, baska hiçbir eserle kiyas edilemez [... ] Shakespeare'in eserleri gibi basli basina bir kozmostur [... ] Bu eserde Leibniz, Kant, Lessing, Herder [... ] dahil olmak üzere bütün Alman filozoflarini toplayin, bunlarin hepsinden daha fazla düsünce, daha orijinal fikirler, daha fazla felsefe mevcuttur. Fauit hayatin gerçek feliefeiidir." Ötüken Nesriyat, tanrisal bir esinle beslenen büyük bir sairin ömrünü adadigi bu saheseri, Avusturyali ressam Franz Simm'in gravürleriyle tezyin edilmis 1899 tarihli Deutsche Verlags-Anstalt'in basim düzeni içinde, Senail Özkan'in yillardir beklenen sahçevirisiyle sunmaktan gurur duyar. * * * "Doktor Faustus'un hayaleti, ölünceye dek Goethe'nin ruhu ile düsünceleriyle beslenerek büyüyor. Goethe'nin 'isik biraz daha isik,' dedigi son ana dek kaderini onunkine bagliyor. Goethe büyüdükçe Faust da büyüyor. Goethe, onu evrenin sonsuzluklarina tirmanabilmek üzere bir büyülü merdiven olarak kullanmak istedi. Asil Goethe'yi bir merdiven olarak kullanan büyücü Faust oldu; solmaz bir yesillik olarak bir cennet sarmasigi gibi Goethe'nin ölümsüzlügüne asili kaldi." Hasan Izzettin Dinamo Daha fazla göster