Engereğin Gözü - Zülfü Livaneli
Hiç bu kadar güzel bir kitap okumadım. -Elia Kazan- Balkan Edebiyat Ödülü / 197 Yılardır Topkapı Sarayı'ndaki hücresinde kapalı tutulan Şehzade, hiç beklemediği bir anda tahta çıkarılır, böylece iktidarın tek sahibi olur. Haremağası Süleyman ise Habeşistan'dan koparılıp hadım edilerek saraya getirildiğinden beri onun en sadık kulu ve "iktidarsızlığına rağmen" Harem'in tek hâkimidir. Valide Sultan'ın iktidar hesaplarıyla oğlunu yeniden hapsetirmesi, ilişkileri iyice içinden çıkılmaz bir hale sokacaktır. Engereğin Gözü, Haremağası ile Padişah arasındaki köle-efendi ilişkisi aracılığıyla, "bakışıyla her canlıyı kımıltısız hale getiren bir engereğin bile gözünü kamaştıran" iktidarın büyüleyiciliği üzerine alegorik bir roman. Bir yanıyla da bir "dil şöleni": Zülfü Livaneli, Evliya Çelebi'nin, Naimâ'nın ve Türkçenin büyük dil ustalarının izini sürüyor. Müzisyen, yönetmen ve senarist kimlikleri ile büyük bir hayran kitlesine sahip olan Zülfü Livaneli, yazdığı kitaplarla da müzik dünyasındaki başarısını edebiyat alanında devam etiriyor. Bugüne kadar Mutluluk, Sis, Leyla'nın Evi, Konstantiniye Oteli ve Kardeşimin Hikayesi gibi pek çok "bestseler" kitabın yazarı olan Zülfü Livaneli, 197 yılında Remzi Kitabevi'nden çıkan ve Doğan Kitap tarafından 2016 yılında 68. baskısı yapılan Engereğin Gözü kitabı ile 20 yıl sonra tekrar okurları ile buluşuyor. Aslen Artvin'li olan, 1946 Konya, Ilgın doğumlu olan Zülfü Livaneli, daha sonra büyük ustası olacağı bağlama çalmayı küçük yaşlarda eniştesinden öğrendi. Ankara Cumhuriyet Lisesi ve Amerika Birleşik Devletleri'nde Fairfax Konservatuarı'nı bitiren Livaneli, 1971 muhtırasından sonra politik görüşleri nedeniyle hapse girdi ve 1972 yılında İsveç'e giderek tam 1 yıl sürgün hayatı yaşadı. 1973 yılında Stockholm'de 1 yıl müzik eğitimi aldıktan sonra ilk albümünü çıkartan Livaneli, 1974 yılında ise yönetmenliğini Tunç Okan'ın yaptığı ve Tuncel Kurtiz'in başrolde oynadığı "Otobüs" filmi için ilk film müziği çalışmasına imza atı. 1978 de Sürü ve 1982 de Yılanı Öldürseler ve Yol filmleri için müzik yapan sanatçının 1978 yılında ise Nazım Hikmet şirlerini bestelediği albümü "Nazım'ın Türküsü" çıktı. 1983 yılında yurda dönen sanatçı, 1987 yılında senaryosuna ve müziklerine de imza atığı ilk filmi "Yer Demir, Gök Bakır"ı yöneti. İlk filmi ile 1987 yılında İspanya San Sebastian Film Festivali'nde En İyi Yabancı Film Ödülü'nü aldı. Yer Demir Gök Bakır'ı 198'de Sis ve 193'te başrolünde Türkan Şoray'ın oynadığı Şahmaran izledi. 2010 yılında ise yine senaryosunu kendi yazdığı ve arkadaşı Salih Bozok gözünden Mustafa Kemal Atatürk'ün anlatıldığı Veda filmi geldi. 196 yılında UNESCO tarafından büyükelçi ünvanı verilen ve 202 miletvekili seçimlerinde CHP'den miletvekili de seçilen sanatçı, kitap yazmaya ise 193 yılında "Diktatör" ile başladı. 197 yılında yazdığı, aslında adını "Engereğin Gözündeki Kamaşma" koymak istediği ancak yayınevi tarafından çok uzun bulunduğu için Engereğin Gözü olarak kısaltılan kitabı ile Balkan Edebiyat Ödülü'nü aldı. 19 yılında Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "Yaşam Boyu Onur Ödülü" de alan sanatçının kitapları, Doğan Yayınları aracılığı ile okurlarıyla buluşmaya devam ediyor. Engereğin Gözü, aslında hiçbir dönem ve padişah ismi vermeden kurgusal olarak da olsa, Osmanlı İmparatorluğu'nun hanedanlık sarayı olan Topkapı Sarayı'nın entrika ve dehlizlerine ışık tutmaya çalışıyor. Psikolojik roman türünde yazılan 148 sayfalık roman 17. y. Osmanlı İmparatorluğu döneminde geçiyor. Zindanda ölümü bekleyen şehzade, padişahın derdest edilmesi ile kendini bir anda cülus töreninde tahta çıkarken buluyor. Çok güçlü bir iktidara kavuşan yeni padişah ile hadım edilerek cinseliği elinden alınan iktidarsız Habeşli harem ağası Süleyman ile arasındaki ilişki de böyle başlıyor. İktidarsızlığına rağmen haremin tek hakimi olan harem ağası Süleyman, padişaha kayıtsız şartsız biat ederek gitikçe güçleniyor. İktidar sahibi padişah ise Süleyman'ın elinde iktidarını yavaş yavaş kaybediyor. Bu arada Valide Sultan, torununu tahta geçirmek için padişahı tekrar hapsetirince iş iyice içinden çıkılmaz hale geliyor. Kitap harem ağasının ağzından anlatılıyor. Hayatı boyunca birkaç padişahın tahta çıkışına ve iktidarına tanıklık etmiş olan harem ağası, Topkapı Sarayı'nın dehlizlerinde zaman zaman yaşanan vahşeti de bize anlatıyor. Kitabın adı ise, bir bakışı ile karşısına çıkan her canlının gözünü kamaştıran engereğin gözünün bile iktidardan kamaşabileceği metaforu üzerine konmuş. Engereğin Gözü fiyatı indirimli olarak satın almak isterseniz hemen sepete ekle butonu ile satın alabilirsiniz.