“Hayatlarımızı duygularımız yoluyla yaşıyoruz ve hayatlarımıza anlamını veren duygularımız” diyor Solomon. İlgimizi ne çekiyor, ya da merakımızı uyandıran ne? Kimi seviyoruz? Bizi sinirlendiren ne? Bizi harekete geçiren, heyecanlandıran, ya da bunaltan ne? Duygular, tüm bunları, bizi belirliyor, bize karakterimizi veriyor. Hayatlarımızın hikayesi, hislerimizin hikayesidir. Aşık oluruz, bilimsel meraktan ve dinsel coşkunluktan etkileniriz. Ölümden korkarız ve başkaları için üzüntü duyarız. Kıskançlık, haset, dargınlık, utanç hisederiz. “Duygularım, tutkularım veya “hislerim” nelerdi? Bazen bana öyle geldiği gibi, bunlar başıma aniden mi geliveriyorlardı beni silip süpürerek- yoksa bana zaten sahip olmuş muydular- kişiliğimi ele geçirerek-? Ya da bazen göründükleri haliyle, yoksa bu duygular beni ben yapan, bana en ait olan, beni en iyi ya da en kötü halimle tarif eden şeyler miydiler? Duygularım iyi ve benim yararıma mıydılar yoksa kötü ve benim zararıma mı? “Kişinin hisleriyle temas halinde olması” ne demekti? Ya da “otantik” bir insan olmanın anlamı neydi? Diğer bir ifadeyle kişinin hislerine sadık olması ne demekti? Onları neden anlamıyoruz, onlar gerçekte nedirler, duygular bizi nasıl insan yapıyor ve yaşamın anlamını veriyor?”
Solomon, bu ve benzeri sorulara yanıt aramak için 30 sene boyunca felsefe, psikoloji, antropoloji ve biyoloji aracılığıyla keşfe çıkıyor. İnsanlarla birlikte, hayvanların davranışları da onu etkiliyor. Bu olağanüstü kitapta, duyguların büyüleyiciliğini bizimle paylaşıyor ve hislerimizi, heyecan verici yeni bir biçimde aydınlatıyor. Solomon, sizi, duyguları anlamaya dair keyifli bir keşfe davet ediyor.