Dokunma Dersleri - Yalçın Tosun
Dokunma Dersleri - Yalçın Tosun Ane, Baba ve Diğer Ölümcül Şeyler, Peruk Gibi Hüzünlü kitaplarıyla son dönem öykücülüğümüzün parlayan imzalarından Yalçın Tosun’un kendi doruklarından devşirdiği yepyeni öyküler. Bir Kocanın Gizli Defterinden, Sıcak Sandalye, Soğuk Yılan, Dilan’ın Ormanı, Ruhsar Hanım’la Levon Bey’in Beş Çayı. Belki de, yazarın unutulmazları arasına girecek böyle birçok öykü Dokunma Dersleri’nde bir araya geliyor. Tutku, keder, utanç, pişmanlık, nefret, dostluk ve dile gelmeyen sevgiden mürekep öykülerde Yalçın Tosun kalemini bir sihirbaz değneği gibi kulanıyor. Kaşla göz arasında rengârenk duyguları ortaya döküverdiğinde adeta neye uğradığımızı şaşırıyoruz. Derhal dönüp tekrar tekrar okuma isteği uyanınca bir sonraki öyküye hemen geçilemiyor. Yalçın Tosun, üçüncü öykü kitabıyla sayıları giderek artan okurlarını ve öyküseverleri heyecanlandırıyor. Hepimizin yaşadığı, ele tutulur gözle görülür yoğunlukta anlar vardır. Bir söz daha duysak isyan edeceğimiz, ağlamamıza ramak kalmışken burnumuzun sızım sızım sızladığı, iyi kötü fark etmez bir sırımızın ortaya çıktığı veya en azından ortaya çıktığı şüphesine düştüğümüz sırada saç diplerimizin yandığı, herhangi bir sebepten yutkunamadığımız anlar… Duygusal ve fiziksel olarak mutlak anlardır bunlar. Atom çekirdeği kadar bir eksiklik veya fazlalık büyük bir değişikliğe sebep olur. Yalçın Tosun ‘Dokunma Dersleri’ adlı üçüncü öykü kitabında tam o anlarımıza ‘dokunuyor’ işte. Çünkü tam o anları anlatıyor kahramanları üzerinden. Asıl hikâye o andan sonra başlıyor, okurun hayalinde… Yine, titiz ve eski usul çalışan bir kuyumcu gibi virgülüne kadar işlenmiş, su terazisinden geçmiş öykülerinde, ‘meğer’ diyerek anımsayacağımız sıra arkadaşlarımızı, komşularımızı, sokakta karşımıza çıksa bile görmediğimiz insanları anlatıyor. Tüm yalınlığı ve sonsuz derinliğiyle… Yine huzuru olmayan, ama bu kez şefkatle yaklaştığı kahramanları var Tosun’un. Önceki kitaplarından farklı olarak, aynı ‘an’ın farklı perspektiflere bölünerek anlatıldığı, zamanın kırıldığı öyküler de var. Şurası bir gerçek, artık ‘Yalçın Tosun öyküsü’ diye bir şey var Türk edebiyatında. ‘Dokunma Dersleri’ bunun en güzel örneklerinden birisi. Kalçanın kasığa, parmağın yüzüğe, acının hüzne, sesizliğin gözyaşlarına, birisinin çaresizliğinin bir başkasının zavalılığına dokunduğu öyküler. Saç diplerinizdeki sıcaklıkla beraber okuyacaksınız ‘Dokunma Dersleri’ni. Çağlayan ÇevikBir Paragraf.