Bu kitap, dünyanin en büyüleyici sehirlerinden birisi olan Istanbul'un hikâyesini, sislerin arkasinda kalmis baslangicini anlatiyor. Tarihin, efsanelerin ama hepsinden fazla da hayal gücünün yeniden canlandirildigi bir baslangiç bu...Cumhuriyet'ten, Osmanli'dan, Konstantinopolis'ten ve Roma'dan önce; Misir firavunlarinin, Babil'in, Lidya'nin hüküm sürdügü çagda baslayan bir hikâye...Bugünkü dünyanin çok uzaginda, ama yine de yolu Istanbul'dan geçmis olan birçok insan için çok da yabanci olmayan bir hikâye...Bir kafilenin, Yunanistan'dan baslayip medeni dünyanin kiyisina dogru süren yolculugu ile basliyor, adi bir gün "Istanbul" olacak olan sehrin hikâyesi...Krallar, soylular, köleler, köylüler, tüccarlar, esnaflar, ozanlar, filozoflar, tanrilar ve tanriçalar; birbirinden çok farkli ama ayni geçmisin parçasi olan insanlar paylasiyorlar sehrin ilk yillarini. Ve elbette, barbar kavimler, sehri yok etmek isteyen Lidyalilar, Bizans'in tam karsisinda, bugünün Kadiköy'ünün bulundugu yerde kurulmus olan Bizans'in kardes sehri Kalkedon'un halki da yerlerini aliyorlar bu hikâyede...(Tanitim Bülteninden) Daha az göster