“İsminle müsemma olasın!”, “Adınca yaşayasın!” dileklerini duymayan var mıdır? Bazen “adı batasıca” denmiştir arkamızdan, kimimizin istemediği işlere “adı karışmıştır”, “ismi lazım değil” dendiği de olmuştur birçoğumuza. Kimimiz isyanla “adım çıktı dokuza, inmez sekize” demişizdir. Kimi zaman, “adım gibi biliyorum ki…” diyerek ayak diremişizdir. Bazen de “adım deliye çıktı” diye yakınmışızdır. Adımızla ilgili öyle çok söz işitmişizdir ki, adımızın bir “kader” gibi bize koşut bir hayatı ya da bazen bize inat, gizli ya da hükümran bir hayatı olduğunu zaman zaman düşünmeden edememişizdir. Peki, ömürlerini kelimelerle ve hayatı anlamlandırma gayretiyle geçiren, kelimeleri kılıktan kılığa sokan ve onlara durmadan yeni kılıflar, yeni anlam çeperleri kuran yazarlar, kendi seçmedikleri bir adla nasıl ilişki kurarlar? Yazarlar kendi adlarının anlamlarıyla nasıl bir bağ inşa ederler? Filiz Özdem’in hazırladığı Bana Adını Söyle’de yazar ve şairler, kaleme aldıkları otobiyografik metinlerde bu konuyu duvarsız ve perdesiz, içtenlikle okurlarla paylaşıyor. Yazarlar: Aslı Serin, Ayşegül Çelik, Berat Alanyalı, Betül Dünder, Burhan Sönmez, Doğan Yarıcı, “Emine” Sevgi Özdamar, Faruk Duman, Filiz Özdem, Gürsel Korat, Haydar Ergülen, İnan Çetin, Karin Karakaşlı, Mahir Öztaş, Mehmet Zaman Saçlıoğlu, Murat Yalçın, Nalân Kiraz, B. Nihan Eren, Nursel Duruel, Ömer F. Oyal, Özen Yula, Semra Topal, Uğur Yücel, Yiğit Bener. Ürünün baskısı görseldeki ile farklılık gösterebilir. Daha az göster