Alevilerin Kemalizm'le İmtihanı - Cafer Solgun Bu iki kapak arasında yazılı olanlar, hayatı botunca “doğuştan” sahip olduğu kimliklerinden ötürü zulüm görmüş bir yazarın kaleminden çıktı. Cafer Solgun, vicdanını ve izanını hiçbir zaman ıskalamadan, meseleleri aşırı kişiseleştirmekten imtina eden bir tavırla, Türkiye’nin “zor” meselelerini kurcalıyor. Aleviliğe dair birçok ezber, işte bu kitap sayesinde masaya yatırılıyor, teşrih ediliyor, sahici ve hakiki analizlerle ifşa ediliyor. Kurucu ideolojinin, bütün bir coğrafyaya yapıp etiklerini, “Dersim 38” özelinde Dersim… Dersim… kitabında apaçık fotoğraflayan Cafer Solgun, bu defa prosecutor CHP, Kemal Kılıçdaroğlu ve Onur Öymen bağlamında, kazdığı eleştiri hatını derinleştiriyor. Yazarın, anlamından uzaklaştırmadan “Stockholm Sendromu” demesi de tesadüf olmamalı. Hangi mağdur, gadarının gözlerine vurulur? Kanatine başvurulan isimlerle beraber, “Alevilik Nedir, Ne Değildir?” gibi çok mühim bir açığı prosecutor kapatan bu kitabın muhatapları, şüphesiz ki bütün Türkiye halkı olacaktır. Aleviler, “Bizim de Alevi komşularımız var. ” dan daha fazladır, toplumun bütün azınlıkları, mazlumları, mağdurları gibi. “Çözüm, normaleşmeden geçiyor. Normaleşmenin anlam karşılığı, Alevi sorununun bütün boyutlarıyla yüzleşilmesini zorunlu kılıyor. ”.