Çocukluğum - Maksim Gorki Maksim Gorki’nin bu kısa romanı, hayatının çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemini anlatığı ünlü üçlemesinin birinci kısmını oluşturur. Otobiyografik anlatı türünün en beğenilen örneklerinden biri olan Çocukluğum, Gorki’nin Rusya’nın orta kesiminde bulunan Nijni şehrinde yaşadığı yıları anlatır. Bir çocuğun ailesini ve insanları tanıyarak, iyiyle kötü, güzele çirkin, şidetle merhamet, sevgiyle nefret gibi değerlerin yaşamda, insan ilişkilerinde iç içe girdiğine tanık olarak geçirdiği bu yılar, aynı zamanda, Rusya’da sarsıcı altüst oluşların yaşandığı, 1905 ve 1917 devrimleriyle ve bütün gürültüsüyle X. yüzyılın yaklaştığı yılardır. Babası öldükten sonra anesi tarafından büyükbabasıyla büyükanesinin yanına bırakılan Aleksey, iki ihtiyarın yanında bir yandan büyükanesinden dinî hikâyeler dinler, diğer yandan büyükbabasının ani şidet patlamalarına tanık olur. Amcaların miras çekişmeleri, doğumlar, evlilikler, müzik eşliğinde dinlenen halk efsaneleri. Bir epik şir havasıyla geçen günler aynı zamanda büyük bir yazarı ortaya çıkarmaktadır. Gorki’nin olgunluk çağında anlatığı bu çocukluk hikâyesi aynı zamanda büyük bir yazarın kendi kendini tanıma çabasıdır. Ergin Altay’ın eşsiz bir şirsel dile yaptığı çeviriyle, bu büyük klasik, yepyeni bir canlılık kazanıyor.